Süzme çeşmün gelmesün müjgan müjgan üstüne
Urma zahm-ı sineme peykan peykan üstüne
Rize-i elmas eker her açtığı zahme o şuh
Lutfu var olsun ider ihsan ihsan üstüne
Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürur
Olamaz bir hanede mihman mihman üstüne
Yardan mehcur iken düşdük diyar-ı gurbete
Dehr gösterdi yine hicran hicran üstüne
Hem mey içmez hem güzel sevmez dimüşler hakkına
Eylemişler Rasih'e bühtan bühtan üstüne
Rasih
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Victor HugoAğlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo
Seni Seviyorum Ağır Cümledir
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Cahit Deniz"Seni seviyorum" ağır cümledir.
Herkese söylenmez.
Bazen yıllarca aranır,
Bazen yıllarca beklenir o bir çift söz için.
Dili yakar,
Dudağı yakar,
Bedeni kavurur, lime lime eder.
Velhasıl yürekli işidir.
Bir ömür pahasına,
Bir defa söylenir
Keşke bana günde bin defa söylemeseydin,
Ve sonra
Her bedene uygun bir hırka gibi
Önüne gelene
Giydirmeseydin...
Cahit Deniz
Derd
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Süleyman ArasHer şeyi bıraktım da
Gemileri yaktım da
Geri dönüş yok şimdi…
Düştüm aşkın derdine.
Geri dönüş yok şimdi.
Seninle ve benimle
Sen olan düzenimle
Aşk içindi o düzen…
Peki, aşkın derdi ne?
Aşk içindi o düzen.
Aşkı derd edenlere
Derd edip gidenlere
Neydi o yalnız gitmek?
Onmaz, ince derd ine!
Neydi o yalnız gitmek?
Dilim der: “Sevinmeye…
Derdleri hiç dinmeye!”
Fakat çok acır içim…
Gönlüm içten der: “Dine!”
Fakat çok acır içim!
“Yeter felek!” dedikçe,
Biilaç inledikçe,
Felek, Sağır Sultanmış…
Umursamaz derdi: “Ne?”
Felek, Sağır Sultanmış.
Süleyman Aras
Yeniden Merhaba Diyeceğim*
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Furuğ Ferruhzad* Çeviren: Cavit Mukaddes
Yeniden merhaba diyeceğim güneşe
Gövdemde akan nehirlere
Bulutlar gibi uzayıp giden düşünceme
Benimle birlikte kuru mevsimlerden gecen
Bahçemdeki ağaçların hüzünlü büyümesine
Gecenin kokusunu hediye eden kargalara
Yaşlılık biçimim olan ve aynada yaşayan anneme
Tekrarlanan şehvetimle döllenen yeryüzüne
Yeniden merhaba diyeceğim
Geliyorum, geliyorum, geliyorum,
Saçlarımla: Yeraltı kokularının devamı
Gözlerimle: Karanlık tecrübesiyle
Dallarımla: Duvarların ötesinden kopardığım
Geliyorum, geliyorum, geliyorum,
Ve aşkla dolu avluda bekleyen kıza
Yeniden merhaba diyeceğim.
Furuğ Ferruhzad
VI*
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Ingeborg Bachmann* Çeviren: Ahmet Cemal
Ders alınmıştı aşk konusunda,
On bin kitabın yardımıyla,
Çok az değişebilen jestlerin
Deneyimiyle öğrenilmişti.
Açılmıştı aşkın sırları
Ama ilk kez burada
Lavlar aktığında aşağı
Ve soluğu yaladığında bizi
Dağın eteklerinde,
Sonunda tükenen krater
Bu kapalı bedenlerin
Anahtarını verdiğinde.
Girdik ilence uğramış odalara
Ve karanlığı
Parmak uçlarımızla aydınlattık.
Ingeborg Bachmann
Anna Ahmatova
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Anna AhmatovaSiyah tülün altında sıktım elini…
“Bugün neden büründün bu solgunluğa?”
İçirdim ona buruk kederimi,
Sarhoş ettim sızdırasıya.
Nasıl unuturum, yalpalayarak çıktı gitti.
Eğri bir acı konmuştu ağzına.
Korkuluklara değmeden merdiveni indim,
Ardından koştum avlu kapısına.
Soluk soluğa bağırım: “Şaka,
Tüm bu olanlar. Gidersen beni öldürürsün.”
Güldü tüyler ürperten bir rahatlıkla
Ve dedi: “Rüzgârda durma üşürsün.”
Anna Ahmatova
Aşk Şarkısı
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair William Carlos WilliamsBurada yatmış seni düşünüyorum:
“Aşkın gerginliği
Abanıyor dünyaya!
Sarı, sarı, sarı
Kemiriyor yaprakları,
Safrana boyuyor
Boynuz boynuz dalları
Olanca ağırlığıyla yaslanan
Düzgün mor bir göğe!
Hiç ışık yok
Sadece bal kıvamında bir leke
Damlamakta yapraktan yaprağa
Gövdeden gövdeye
Bozarak renklerini
Tüm dünyanın”
Çok uzaksın oradasın altında
Batının şarap alı kıyısının!
William Carlos Williams
Aşka Bahane
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Süleyman Aras“Kalbim neden var? ” dedim.
Et parçası olduğu kadar,
Bir boşluktu içimde.
Yeri dolmamıştı sevginin.
Bu boşluğu doldurmak istedim;
Seni sevdim.
Öyle doldurdun ki dünyamı, taştın!
Taştı sevgin üstüme,
Senin içinde kaldım.
Aşk doldum, sevgi doldum, hayat buldum,
Yaşamak için sebep buldum.
Sen kaldın diye benim içimde,
Ebedi kalmak istedim senin içinde
Bu sevda için kaldım dünyada,
Senin için de kaldım.
Süleyman Aras
Var Yok Arası
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair SevvaBir varmış, bir yokmuş diye başlamış masal.
Var olan bir gerçekten yokluğa yol almış durmadan
Tutmuş atmış kollarından güzelim duyguyu
Az gitmiş, uz gitmiş
Azlıkla karışık bir gülümseme
Çokluk gözyaşı halindeymiş
Almış eline bir siyah günü
Takmış koluna karaları
Beyaz atlı vuslatın yollarına düşmüş.
Düşmüş düşmesine de
Hiç bilen, gören çıkmamış…
Dere tepe düz giderken
Yedi başlı bir ejderha görmüş alevler fışkıran yüreğinden
Sormuş - nedir bu halin? Nedendir bu alevin?
- Sorma halimi demiş ben bir derde düştüm ki
Bir selvi geçti seneler önce önümden
Hançeri dağlar beni, alevim ellerinden.
Gözyaşını serpmiş dağlara, yollara, yıllara.
Oturmuş bir ağacın gölgesine
- Bak demiş yakma kendini böylesine
Bırak, kulak asma sen bu alevlerin sesine
-Yapamam demiş yanan yürek, yapamıyorum
Onun bakışını içimden atamıyorum…
Tutturmuşlar bir yol,
Gitmişler
Gitmişler
Mevsimlerin hepsi güz gitmişler,
Onlar beyazı ararken sarı hüzün yollarını kesmiş.
- Verin bir kese ağıt bakarız çaresine demiş.
Yürek vermiş hüznün ellerine bir dolu gözyaşını
Belki çare bu demiş dindirir acımı.
Yürek inanmış, o günden sonra hüzün ne derse yapmış
- Kara bağla demiş, bağlamış
- Uyumak yok, madem yandın.
Uyumamış…
Her yeri alev almış
Örtmüş üstüne geceyi
Alevler iyice harlanmış
Yanmış, yanmış kor olmuş.
Yürek artık kurtulamazmış
Dayanamamış hüzne yalvarmış
- Ver aldıklarını… yetiştir artık bana beyaz atlı vuslat…
Hüzün sinsi sinsi gülmüş
- Olmaz, veremem kurtuluş yok ellerimden
Yanacaksın en derinden
Ve…
Kaybolmuş gecenin karanlığında
Yanan yürek hüzne kaptırmış gözyaşını
Bulamamış beyaz atlı vuslatı
İşte o gün bugündür
Hala yanarmış, ağlarmış.
Yüzü hiç gülmemiş.
Bu masal da burada bitmemiş.
Gökten üç nokta düşmüş.
Biri yakana
Biri yanana
Biri de
…
Sevva