Gelse de trenden ikimiz insek
Camları buğulu iki tas çorba
Bir kitap -çantana korkup tutunmuş-
Kâğıdı samandan şiiri zorba
Ve o hışırdayan uykudan geçsek
Sobanın ayrımsız adaletinden
Çok büyük bir yağmur, işte başlamış
Kimse çıkmayacak bugün evinden
Böyle susuyorum, ben çok değiştim
Sense nasıl denir… Hâlâ o kızsın
Dinle ağlayarak çıkrık sesini
İşte şu dünyada yapayalnızsın
Her neyi dilesek burada olmaz
En büyük erdemi bunun, susamak
Yalar yarasını, içte bir geyik
Hepsi bu kadardır: adı yaşamak!
Süleyman Çobanoğlu
Hudayinabit
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Süleyman ÇobanoğluLamba
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Süleyman ÇobanoğluGüneş asılsız çıktı ve ışıklar tükendi,
İkimiz de titreyen fitillere kapandık.
Tahtını kurmak için gözlerini beğendi,
Ağırladık geceyi konuk ettik ve andık.
Uyu! Yediveren gülleri bahçemizdedir…
Ve sevdan arsız sarmaşıklar gibi içimde.
Dertlerimiz ya uzakta bir denizdedir
Ya saçlarından sonra unuttuğum mevsimde
Az sonra avuçların uyanacak… ve sesin
Bir çiçeğe su gibi üstüme dökülecek,
Ama bırak, bırak da içten içe titresin
Şu küçücük lambanın nesi var götürecek.
Süleyman Çobanoğlu
Tekfurun Kızı
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Süleyman ÇobanoğluBen seni alamam ah Holofira
Azığım tam takır bineğim nalsız
Bir bende geçerim kalacağım yok
Dostlarım bivefa düşmanım yalsız
Kolum halat değil bakracımda kum
Ben seni alamam ah Holofira
Sade yoksulluktan yokluktan değil
Eline kir olsun elli üç lira
Amma ki alamam
Bir uzak sevi gelmişte çökmüş ta onlar gibi
Ben seni alamam ah Holofira
Geç git hiç bakmadan eylenme emi
Pusatları parlak bimbaş istesin
Seni ulak elçi naib-i kral
Ben hoyrat söyleyeyim, el bana hoyrat
Gelip de ne diyeyim şu dillerim lâl
Ben seni alamam ah Holofira
Baban kâfirine kılıç üşürsem
Hem de gece bassam iti uykulu
Şöyle “ya Allah”la bohçanı dürsem
Amma ki alamam
Yaradan beni ne ardıç ne çınar ufarak çayır
Koşumun gıcırdar ölmek dilerim
Bağrım kaynıyordur yüklerim ağır
Sen bir düş imişsin kuşluk çağında
Soluma tükürdüm rabbim gafurdur
Bilesin kavuşmak yoktur İslâmlıkta
Kavuşan kısmısı ancak gâvurdur.
Süleyman Çobanoğlu