Yalnızlığım

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım,
Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir.
Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir,
Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım.

Güneşim aydan sarı, yarınım dünden zorsa,
Sarsın artık ömrümü tunç kandillerin isi
Üşüyen ellerimden tutmalıydı birisi,
Eğer benim gözlerim onları görmüyorsa.

Bir camın arkasında açılıyor güllerim,
Havuzum pırıl pırıl; yıkar bakışlarımı.
İşler temiz ziyalar suya nakışlarımı;
Ruhumun dünyasından eser tahayyüllerim.

Rüya rüzgârlarında bir yaprak yalnızlığım
Düşüncem bir neydir ki ürperir perde perde
Belki bu mısralarım esecek gönüllerde
Fakat herkese uzak kalacak, yalnızlığım.


Fazıl Hüsnü Dağlarca

Vefasız Dünyanın Vefasız Sevgilisi

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Vefa her kimseden kim istedim ondan cefa gördüm
Kimi kim bîvefa dünyada gördüm bîvefa gördüm

Kime kim derdimi izhar kıldım isteyip derman
Özümden bin beter derd ü belaya mübtela gördüm

Mükedder hatırımdan kılmadı bir kimse gam def'in
Safadan dem uran hemdemleri ehl-i riya gördüm

Ayak bastım reh-i ümmide, ser gerdanlık el verdi
Emel serriştesin tuttum elimde ejderha gördüm

Fuzuli ayb kılma yüz çevirsem ehl-i âlemden
Neden kim her kime yüz tuttum andan yüz bela gördüm


Fuzûli

Aşka Reddiye

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Kapılmayı göğün maviliğine,
Bir güneşle bütün bir gün mutluluğu
Unutalı yıllar geçmiş aradan
İnansaydım sana eskisi gibi
Hatırlat derdim belki yine
Sen yoksun ey aşk insanlar arasında yangın yerleri,
Kısa yakınlıkların yıkıntıları var
İşin kötüsü daha sevginin başında

Ellerinde hesap cetvelleri,
Kar ve zarar hesaplıyor insanlar
Kişiler acıyacak ve kin duyacak
Ve sevecek de bir zaman
Fakat sürekli sevgiler sağanağını sildim aklımdan
Bir zaman resmin olan cebimde ey sevgili!
Şimdi dörde katlanmış,
İlk kolesterin tahlili
Ve aslı olmayan bir şeye,
Beni bunca yıl inandırdı diye,
Dargın öleceğim Fuzuli’ye
Aşk yoksun sen seni biz uydurduk,
Saatleri unuttuk, aklımızca zamanı durdurduk.


Hüsrev Hatemi

Çikolatadan Kule

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Yanına al beni,
Pamuklara sar hadi,
Kaçmaya çalışırsam eğer,
Prangaya vur beni…

Kapıyı üstüme kilitle,
Bir de ninni söyle,
Yaramazlık yaparsam,
Anneme söyle...

Çikolatadan kule,
Şekerlerden lale,
İstediğim gibi tepinme,
Şartlarıma yok dersen,
Pencereden sepetle…


İlham Perisi

Sürgün*

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

* Çeviren: Ahmet Cemal

Bir ölüyüm ben, dolaşıp duran
Artık hiçbir yerde kaydım yok
Bilinmiyorum mülki amirin görev yerinde
Sayı fazlasıyım altın kentlerde
Ve yeşeren taşra yörelerinde

Vazgeçilmişim çoktan
Ve hiçbir şeyle anımsanmamışım
Yalnızca rüzgârla ve zamanla ve sesle
Ben insanlar arasında yaşayamayan

Ben Almanca diliyle
Çevremde kendime mesken
Edindiğim bu bulutla
Bütün dillerde sürüklenmekteyim.

Nasıl da kararıyor bulut
Yağmurun tonları da koyulaşmakta
Çok azı yağıyor
O zaman bulut ölüyü daha aydınlık bölgelere taşıyor


Ingeborg Bachmann

Yürüyenler Eğreti Sözler Arasında*

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

* Çeviren: Lütfullah Göktaş

I
Ey yürüyenler
Eğreti sözcükler arasında!
Sırtlanın isimlerinizi, çekip gidin
Saatlerinizi çekin zamanımızdan, çekip gidin
Denizin maviliğini, belleğin kumlarını
Çalın dilediğinizce çalın
Dilediğinizce fotoğraf çekin ki anlayın
Anlayamayacağınızı
Toprağımızdaki bir taşın
Nasıl öreceğini göğün çatısını...

II
Ey yürüyenler
Eğreti sözcükler arasında!
Sizden kılıç, bizden kan
Sizden çelik ve ateş, bizden et ve can
Sizden yeni bir tank, bizden taş
Sizden gaz bombası, bizden yağmur
Bizim üstümüzde de sizinki gibi gök ve hava
Hissenizi alın kanımızdan, çekip gidin
Danslı yemekli bir akşam partisine gidin
Bize düşen korumaktır şehitler gülünü
Bize düşen yaşamaktır dilediğimizce

III
Ey yürüyenler
Eğreti sözcükler arasında!
İğrenç tozlar gibi dilediğiniz yerden geçin ama
Uçan haşarat gibi dolaşmayın aramızda!
Yapılacak işlerimiz var toprağımızda
Buğdayımız var yetiştireceğimiz
Bedenimizin teriyle sulayacağımız
Sizi hoşnut kılmayacak şeylerimiz var burada:
Bir taş ya da bir keklik
Alın maziyi, dilerseniz çıkarın elma pazarına
Dilerseniz sedef bir sini içinde
Mabed-i Süleyman’ı geri verin Hüdhüd’e
Bizimdir sizi hoşnut kılmayacak şeyler: Bizimdir yarınlar
Yapılacak işlerimiz var toprağımızda

IV
Ey yürüyenler!
Eğreti sözcükler arasında!
Yığın kuruntularınızı boş bir çukura, çekip gidin
Ayarlayın akrebini zamanın
Kutsal buzağının meşruiyetine
Ya da tabanca müziğinin vaktine!

Bizimdir sizi hoşnut kılmayacak şeyler, çekip gidin
Bizimdir sizde olmayanlar: Halkı kan ağlatan bir vatan
Nisyâna ya da belleğe yaraşan bir vatan
Ey yürüyenler!
Eğreti sözcükler arasında!
Nerede isterseniz orada oturun
Ama oturmayın aramızda.

Geldi artık çekip gitme zamanınız
Nerede isterseniz orada ölün ama ölmeyin aramızda
Yapılacak işlerimiz var toprağımızda
Burada bizimdir mazi
Bizimdir hayatın ilk sesi
Bizimdir bugün, bizimdir gelecek
Burada bizimdir dünya ve ahiret

Çıkıp gidin toprağımızdan
Denizimizden, karamızdan
Buğdayımızdan, tuzumuzdan, taşımızdan
Defolun her şeyimizden!
Defolun
Belleğimizdeki anılardan
Ey yürüyenler eğreti sözcükler arasında!

Biz kaybettik, aşk da kazanmadı…


Mahmud Derviş

Ağlamak Meselesi

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Ayıpsız,
Aşikâre,
Yağmur misali?

Neylersin alışkanlık
İçin kan ağlarken yüzün güler
Dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,
Anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?


Nazım Hikmet

Ol Peri

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Âşıkam, çektiğimi bilmez, ne bilsin ol peri
Her gece zâr ettiğimi bilmez, ne bilsin ol peri
Gayrılarla salınır her dem o yar-i pür vefâ
Yoluna cân verdiğim bilmez, ne bilsin ol peri


Genç Osman (II. Osman)

Geçen Dakikalarım

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Kim bilir nerdesiniz,
Geçen dakikalarım
Kim bilir nerdesiniz?

Yıldızların, korkarım,
Düştüğü yerdesiniz;
Geçen dakikalarım?

Acaba tütsü yaksam
Görünür mü yüzünüz?
Acaba tütsü yaksam?

Siz benim yüzümsünüz
Eğilip suya baksam,
Görünür mü yüzünüz?

Gitti bütün güzeller;
Sararmış biri kaldı,
Gitti bütün güzeller.

Gün geldi, saat çaldı,
Aranızda verin yer;
Sararmış biri kaldı!


Necip Fazıl Kısakürek

Delikanlı

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Dinler isen sana bir şey söyleyim
Gönüllüye gönül ver delikanlı
Gönülsüz olanın gitme peşinden
Sana olmadığını der delikanlı

Gönülsüz gövdeye elin uzatma
Aman sakın böyle bir hata yapma
Zorbalık eyleyip yanlışa sapma
Biraz kendine gel, dur delikanlı

Yare yar olmadın kendini tanı
O zaman bilirsin canı, cananı
Tanı gönlümde yatan aslanı
Ona saygıyınan var delikanlı

Sevda ateşten de betermiş derler
Hasreti burnunda tütermiş derler
Her gönülde bir aslan yatarmış derler
Gönüldeki aslan yar delikanlı

Tepeden bakarak konuşma boşa
Dengesiz sevgiler gider mi boşa
Engin ol, aslanın gönlünü okşa
Eğer yaralıysa sar delikanlı

Garibim zorunan gönül alınmaz
Gönülsüz gönüle sahip olunmaz
Kıskançlık deliliktir, çare bulunmaz
Bunu bir bilene sor delikanlı


Neşet Ertaş

Bağışla Beni Kölem

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Yoksa dönmeyecek mi yüzünü bana güneş
O eflâtun şarkılar çalacak mı yeniden
Meğer dil en belalı gecesiymiş ömrümün
Ne kadar da güçsüzmüş bir sultan kölesinden

Ah, o özel anları öldüren kelimeler
Atabilseydim sizi lügatimden, atardım
Köleyi sultan kılıp evrenin son tahtına
Kendimi köle gibi kervanlara satardım

Bağışla beni rüyam, çölümdeki son deniz
Bağışla allı turnam, dağ başındaki duman
Masum bir dalgınlığın infilâkıyla şimdi
Gel de gör; yıkılıyor üzerime asuman

Yalnız ay ışığında görüyorum kalbimi
Huzurunda bir mahkûm gibi eğiliyorum
Bir şey var ıstırapla beni alnımdan öpen
İki ufuk arası bir şey var, biliyorum

İşte, senin yüzünle donattım karanlığı
Başkası kül, bahçesi, ötesi, tarihi kül
Senin bakışlarında gülümsüyor yıldızlar
Onlara gizlendiysen avuçlarıma dökül

Geriye mi atacak adımlarını yollar
Nasıl mutludur şimdi gözyaşı, korku, elem
Sana sultanlığımın ölümsüz fermanıdır
Ellerimden tutuver, bağışla beni kölem


Nurullah Genç