Bir Garip Orhan Veli

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

İstanbul'da Boğaziçi'nde
Bir garip Orhan Veli'yim
Veli'nin oğluyum
Tarifsiz kederler içindeyim

Urumeli Hisarı'na oturmuşum
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum

İstanbul'un mermer taşları
Başıma da konuyor martı kuşları
Gözlerimden boşanır hicran yaşları
Edalım...
Senin yüzünden bu halim.

İstanbul'un orta yeri sinema
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama
El konuşurmuş, görüşürmüş bana ne

Sevdalım...
Boynuna vebalim

İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim
Bir garip Orhan Veli’yim


Orhan Veli Kanık

Üçüncü Şahsın Şiiri

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Gözlerin gözlerime değince
Felâketim olurdu ağlardım
Beni sevmiyordun bilirdim
Bir sevdiğin vardı duyardım
Çöp gibi bir oğlan ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felâketim olurdu ağlardım

Ne vakit maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Bir rüzgâr aklımı alırdı
Sessizce bir cıgara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin bakardın
Üşürdüm içim ürperirdi
Felâketim olurdu ağlardım

Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felâketim olurdu ağlardım


Attila İlhan

Gazel

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Zannederdim aşkımı bir şûha bağlarsam geçer,
Yâr eliyle yâremi bir kerre dağlarsam geçer,
Bitmiyor âh-ü figanım bülbül-i şeydâ gibi
Geçmiyor gülmekle hüznüm, belki ağlarsam geçer!


Rüştü Büngül

Gazel

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Süzme çeşmün gelmesün müjgan müjgan üstüne
Urma zahm-ı sineme peykan peykan üstüne

Rize-i elmas eker her açtığı zahme o şuh
Lutfu var olsun ider ihsan ihsan üstüne

Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürur
Olamaz bir hanede mihman mihman üstüne

Yardan mehcur iken düşdük diyar-ı gurbete
Dehr gösterdi yine hicran hicran üstüne

Hem mey içmez hem güzel sevmez dimüşler hakkına
Eylemişler Rasih'e bühtan bühtan üstüne


Rasih

Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?


Victor Hugo

Seni Seviyorum Ağır Cümledir

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

"Seni seviyorum" ağır cümledir.
Herkese söylenmez.
Bazen yıllarca aranır,
Bazen yıllarca beklenir o bir çift söz için.
Dili yakar,
Dudağı yakar,
Bedeni kavurur, lime lime eder.
Velhasıl yürekli işidir.
Bir ömür pahasına,
Bir defa söylenir
Keşke bana günde bin defa söylemeseydin,
Ve sonra
Her bedene uygun bir hırka gibi
Önüne gelene
Giydirmeseydin...


Cahit Deniz

Derd

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Her şeyi bıraktım da
Gemileri yaktım da
Geri dönüş yok şimdi…
Düştüm aşkın derdine.
Geri dönüş yok şimdi.

Seninle ve benimle
Sen olan düzenimle
Aşk içindi o düzen…
Peki, aşkın derdi ne?
Aşk içindi o düzen.

Aşkı derd edenlere
Derd edip gidenlere
Neydi o yalnız gitmek?
Onmaz, ince derd ine!
Neydi o yalnız gitmek?

Dilim der: “Sevinmeye…
Derdleri hiç dinmeye!”
Fakat çok acır içim…
Gönlüm içten der: “Dine!”
Fakat çok acır içim!

“Yeter felek!” dedikçe,
Biilaç inledikçe,
Felek, Sağır Sultanmış…
Umursamaz derdi: “Ne?”
Felek, Sağır Sultanmış.

Süleyman Aras

Yeniden Merhaba Diyeceğim*

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

* Çeviren: Cavit Mukaddes

Yeniden merhaba diyeceğim güneşe
Gövdemde akan nehirlere
Bulutlar gibi uzayıp giden düşünceme
Benimle birlikte kuru mevsimlerden gecen
Bahçemdeki ağaçların hüzünlü büyümesine
Gecenin kokusunu hediye eden kargalara
Yaşlılık biçimim olan ve aynada yaşayan anneme
Tekrarlanan şehvetimle döllenen yeryüzüne
Yeniden merhaba diyeceğim
Geliyorum, geliyorum, geliyorum,
Saçlarımla: Yeraltı kokularının devamı
Gözlerimle: Karanlık tecrübesiyle
Dallarımla: Duvarların ötesinden kopardığım
Geliyorum, geliyorum, geliyorum,
Ve aşkla dolu avluda bekleyen kıza
Yeniden merhaba diyeceğim.


Furuğ Ferruhzad

VI*

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

* Çeviren: Ahmet Cemal

Ders alınmıştı aşk konusunda,
On bin kitabın yardımıyla,
Çok az değişebilen jestlerin
Deneyimiyle öğrenilmişti.

Açılmıştı aşkın sırları
Ama ilk kez burada
Lavlar aktığında aşağı
Ve soluğu yaladığında bizi
Dağın eteklerinde,
Sonunda tükenen krater
Bu kapalı bedenlerin
Anahtarını verdiğinde.

Girdik ilence uğramış odalara
Ve karanlığı
Parmak uçlarımızla aydınlattık.


Ingeborg Bachmann

Anna Ahmatova

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Siyah tülün altında sıktım elini…
“Bugün neden büründün bu solgunluğa?”
İçirdim ona buruk kederimi,
Sarhoş ettim sızdırasıya.

Nasıl unuturum, yalpalayarak çıktı gitti.
Eğri bir acı konmuştu ağzına.
Korkuluklara değmeden merdiveni indim,
Ardından koştum avlu kapısına.

Soluk soluğa bağırım: “Şaka,
Tüm bu olanlar. Gidersen beni öldürürsün.”
Güldü tüyler ürperten bir rahatlıkla
Ve dedi: “Rüzgârda durma üşürsün.”


Anna Ahmatova

Aşk Şarkısı

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Burada yatmış seni düşünüyorum:

“Aşkın gerginliği
Abanıyor dünyaya!
Sarı, sarı, sarı
Kemiriyor yaprakları,
Safrana boyuyor
Boynuz boynuz dalları
Olanca ağırlığıyla yaslanan
Düzgün mor bir göğe!
Hiç ışık yok
Sadece bal kıvamında bir leke
Damlamakta yapraktan yaprağa
Gövdeden gövdeye
Bozarak renklerini
Tüm dünyanın”

Çok uzaksın oradasın altında
Batının şarap alı kıyısının!


William Carlos Williams