Mutlu Et

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Derinlerde kırıklar…

Her gün biraz daha,
Her gün azar azar.

Her dem puslu bir yara,
İnce ince ve feci.
Sürme ellerini karalarıma.

Yeter çöz bu kelepçeyi,
Yeter yak gemileri,
Yeter dağıt gitsin her şeyi,
Yeter alıp durma benden beni!

Firarımı hediye et,
Hadi bırak beni,
Bırak ve mutlu et beni!


İlham Perisi

Resim Altı

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Karda hüzünlü yüzün
Bir şeyler diyecekmiş gibi bakıyor
Az ötende gürültülü insanlar
Martılar kondu konacak saçlarına
Gülmüyorsun...

Yürüdüğümüz yolda izlerimiz
Bizden geriye kalanlar
Ben sana bakıyorum, dumanımda şeyler
Ben baktığın yerde miyim?
Bilmiyorum

Bulutlar eskisinden de beyaz
Avaz avaz geçiyorlar üstünden
Omuzunda telaşı eskimişliğin
Susuyor gibi konuşuyorsun
Karda hüzünlü mü yüzün?


Kenan Bıyıklı

Ping-Pong Masası

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

...............................
Beyaz iplik, sert iplik ve tak tak
Yuvarlak top, küçük top ve tak tak
Ping-pong masası, varla yok arası
Ben ellerim kesik, varla yok arası
… Öpüçüğüne eyvallah ve tak tak
Beraber sinemaya ... evet ... ve tak tak
Ping-pong masası, varla yok arası…

Öküzün gözü veya dananın kuyruğu
Kadifekale veya Sen nehri
Ha Sezai ha ping-pong masası
Ha ping-pong masası ha boş tüfek
Bir el işareti, eyvallah ve tak tak
Gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi
Ne kadar güzel ne kadar sıcak
Tak tak tak tak tak tak tak


Sezai Karakoç

Aşk

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Aşk, ilk gördüğün bir çift gözü,
Hatırlamakla hatırlamamak arası bir şey.
Odur ki aşk, kendi deştiğin yaranı,
Sarmakla sarmamak arası...
Aşk nedir, bilir misin?
Aşk, ilk gördüğün güzele,
“Ne güzelmiş” deyip geçmekmiş,
Aşk, öyle uzun boylu sevmek değilmiş!

Süleyman Aras

Iceberg (Aysberg)

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Kötü adamları nerde o kentin?
Baş aşağı sokaklarındaki çığlıkları…
Nerde leylak kokularının getirip bıraktığı iz?
Yakamda elleriniz, ah elleriniz.

(bırakılmış mektuplar gibi yığılmaktayım)

Rüzgâr almıştım sesinizden biraz da gençliğimi
Kötü adamlarını arıyorken o kentin
Güze dönüyordu yüzünü çocuklar
Savruk günlerinde ölüyordum birer ikişer

(yığılmış mektuplar gibi bırakılmaktayım)

Bütün nöbetlerde uyudum, bütün korkuları içtim
Başka başka nefeslerin ağırlığındayım
Kötü adımlarına yenildim o kentin
Yakamda iziniz, ah iziniz...


Kenan Bıyıklı

Gitmelerim

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Her gidiyorum dediğimde senin kalbinin derinlerine düştüm yine
Uçurumdan düşer gibi hem de

Her gidiyorum dediğimde gitme demeni bekledim
Beni kolay kolay bırakma istedim
Tutkulu olsun sevmelerin,
Vazgeçilmezin olmak istedim

Her gidiyorum dediğimde, ikimiz için düşlediklerim yapıştı ellerime
Sen değildin beni göndermeyen düşlerimdi
İçinde iki sevdalı kalbin delicesine çarptığı
Başı hoyrat sevdalara vurgun, iki delinin hasretle yandığı
Hep beynimde, her dem benle,
Büyüttüğüm sevdalandığım düşlerimdi bana gitme diyen…

Laf değil ki benim sevmelerim, yüreğimin benliğimin izdüşümü
Senin alnına, yüzüne ve de kalbine düşmüşlüğüm laf değil ki
Benim sevmelerim sende büyüttüğüm bir deli sevda..
Benim sevmelerim renginde aşka boyanan bir kızıl şehlâ
Benim sevmelerim her eleminde zevki tadacağın büyülü bir rüya
Sen değildin bana gitme diyen
Gitmelerime yenilip gidemediğim,

Ellerime yapışan düşlerimdi sevgilim…

Şimdi hiç konuşma en sevdiğin renge boya beni,
Bir yağmurun altında sırılsıklam olmuş gibi
Vedası hiç olmayacak bir aşkla yıka beni,
Sevmelerine kanayım bırak
Sil baştan ve geç kalmış bir aşkla ömrümü tamamlayayım…


İlham Perisi

Yazmışlar

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Ezel kâtipleri uşşâk bahtın kare yazmışlar.
Bu mazmûn ile hat ol safha-i ruhsâre yazmışlar.

Havâs-ı hâk-i pâyun şerhini tahkîk edîp merdüm,
Gubâr îlen beyâz-ı dîde-i hûnbûre yazmışlar.

Girip büthâneye kılsan tekellüm cân bulur şeksiz,
Musavvirler ne sûret kim der ü dîvâne yazmışlar.

Muharrirler yazanda her kime âlemde bir rûzî,
Bana her gün dil-i sad-pâreden bir pâre yazmışlar.

Yazanda Vâmık u Ferhâd u Mecnûn vasfın ehl-i derd,
Fuzûlî adını gördüm ser-i tumâre yazmışlar.


Fuzûli

Bir Adın Kalmalı

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet
Bir adın kalmalı geriye…
Bir de o kahreden gurbet

Sen say ki
Ben hiç ağlamadım
Hiç ateşe tutmadım yüreğimi
Geceleri, koynuma almadım ihaneti
Ve say ki
Bütün şiirler gözlerini
Bütün şarkılar saçlarını söylemedi
Hele nihavent
Hele buselik hiç geçmedi fikrimden
Ve hiç gitmedi
Bir topak kan gibi adın
İçimin nehirlerinden

Evet yangın
Evet, salaş yalvarmanın korkusunda talan
Evet, kaybetmenin o zehirli buğusu
Evet nisyan
Evet, kahrolmuş sayfaların arasında adın
Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
Bu sevda biraz nadan
Biraz da hıçkırık tadı
Pencere önü menekşelerinde her akşam

Dağlar sonra oynadı yerinden
Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
Sen say ki
Yerin dibine geçti
Geçmeyesi sevdam
Ve ben seni sevdiğim zaman
Bu şehre yağmurlar yağdı
Yani ben seni sevdiğim zaman
Ayrılık kurşun kadar ağır
Gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın

Yine de bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet
Bir adın kalmalı geriye
Bir de o kahreden gurbet
Beni affet
Kaybetmek için erken,
Sevmek için çok geç!


Ahmet Hamdi Tanpınar

Mavi Maviydi Gökyüzü

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Mavi maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...

Garip, güzel, sonra mahzun
Işıkla yağmur beraber,
Bir türkü ki gamlı, uzun,
Ve sen gülünce açan güller,

Beyaz beyazdı bulutlar,
Gölgeler buğulu, derin;
Ah o hiç dinmeyen rüzgâr
Ve uykusu çiçeklerin.

Mor aydınlıkta bir çınar
Veya kestane dibinde;
Mahmur süzülen bakışlar
İkindi saatlerinde...

Birden gülümseyen yüzün
Sabahların aynasında
Ve beni çıldırtan hüzün
İki bakış arasında.


Ahmet Hamdi Tanpınar

Gözlerin

Ekleyen: Süleyman Aras / Şair

Gözlerin, gözlerin, gözlerin,
İster hapishaneme, ister hastaneme gel,
Gözlerin, gözlerin, gözlerin hep güneşte,
Şu Mayıs ayı sonlarında öyledir iste
Antalya tarafında ekinler seher vakti.

Gözlerin, gözlerin, gözlerin,
Kaç defa karşımda ağladılar
Çırılçıplak kaldı gözlerin
Altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
Fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.

Gözlerin, gözlerin, gözlerin…
Gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
Sevinçli, bahtiyar…
Alabildiğine akıllı ve mükemmel,
Dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.

Gözlerin, gözlerin, gözlerin,
Sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
ve her mevsim ve her saat İstanbul.

Gözlerin, gözlerin, gözlerin,
Gün gelecek gülüm, gün gelecek,
Kardeş insanlar birbirine,
Senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
Senin gözlerinle bakacaklar.


Nazım Hikmet Ran