* Çeviren: Ahmet Cemal
Bir ölüyüm ben, dolaşıp duran
Artık hiçbir yerde kaydım yok
Bilinmiyorum mülki amirin görev yerinde
Sayı fazlasıyım altın kentlerde
Ve yeşeren taşra yörelerinde
Vazgeçilmişim çoktan
Ve hiçbir şeyle anımsanmamışım
Yalnızca rüzgârla ve zamanla ve sesle
Ben insanlar arasında yaşayamayan
Ben Almanca diliyle
Çevremde kendime mesken
Edindiğim bu bulutla
Bütün dillerde sürüklenmekteyim.
Nasıl da kararıyor bulut
Yağmurun tonları da koyulaşmakta
Çok azı yağıyor
O zaman bulut ölüyü daha aydınlık bölgelere taşıyor
Ingeborg Bachmann
Sürgün*
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Ingeborg BachmannYürüyenler Eğreti Sözler Arasında*
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Mahmud Derviş* Çeviren: Lütfullah Göktaş
I
Ey yürüyenler
Eğreti sözcükler arasında!
Sırtlanın isimlerinizi, çekip gidin
Saatlerinizi çekin zamanımızdan, çekip gidin
Denizin maviliğini, belleğin kumlarını
Çalın dilediğinizce çalın
Dilediğinizce fotoğraf çekin ki anlayın
Anlayamayacağınızı
Toprağımızdaki bir taşın
Nasıl öreceğini göğün çatısını...
II
Ey yürüyenler
Eğreti sözcükler arasında!
Sizden kılıç, bizden kan
Sizden çelik ve ateş, bizden et ve can
Sizden yeni bir tank, bizden taş
Sizden gaz bombası, bizden yağmur
Bizim üstümüzde de sizinki gibi gök ve hava
Hissenizi alın kanımızdan, çekip gidin
Danslı yemekli bir akşam partisine gidin
Bize düşen korumaktır şehitler gülünü
Bize düşen yaşamaktır dilediğimizce
III
Ey yürüyenler
Eğreti sözcükler arasında!
İğrenç tozlar gibi dilediğiniz yerden geçin ama
Uçan haşarat gibi dolaşmayın aramızda!
Yapılacak işlerimiz var toprağımızda
Buğdayımız var yetiştireceğimiz
Bedenimizin teriyle sulayacağımız
Sizi hoşnut kılmayacak şeylerimiz var burada:
Bir taş ya da bir keklik
Alın maziyi, dilerseniz çıkarın elma pazarına
Dilerseniz sedef bir sini içinde
Mabed-i Süleyman’ı geri verin Hüdhüd’e
Bizimdir sizi hoşnut kılmayacak şeyler: Bizimdir yarınlar
Yapılacak işlerimiz var toprağımızda
IV
Ey yürüyenler!
Eğreti sözcükler arasında!
Yığın kuruntularınızı boş bir çukura, çekip gidin
Ayarlayın akrebini zamanın
Kutsal buzağının meşruiyetine
Ya da tabanca müziğinin vaktine!
Bizimdir sizi hoşnut kılmayacak şeyler, çekip gidin
Bizimdir sizde olmayanlar: Halkı kan ağlatan bir vatan
Nisyâna ya da belleğe yaraşan bir vatan
Ey yürüyenler!
Eğreti sözcükler arasında!
Nerede isterseniz orada oturun
Ama oturmayın aramızda.
Geldi artık çekip gitme zamanınız
Nerede isterseniz orada ölün ama ölmeyin aramızda
Yapılacak işlerimiz var toprağımızda
Burada bizimdir mazi
Bizimdir hayatın ilk sesi
Bizimdir bugün, bizimdir gelecek
Burada bizimdir dünya ve ahiret
Çıkıp gidin toprağımızdan
Denizimizden, karamızdan
Buğdayımızdan, tuzumuzdan, taşımızdan
Defolun her şeyimizden!
Defolun
Belleğimizdeki anılardan
Ey yürüyenler eğreti sözcükler arasında!
Biz kaybettik, aşk da kazanmadı…
Mahmud Derviş
Ağlamak Meselesi
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Nazım Hikmet RanNasıl etmeli de ağlayabilmeli
Farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Ayıpsız,
Aşikâre,
Yağmur misali?
Neylersin alışkanlık
İçin kan ağlarken yüzün güler
Dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,
Anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?
Nazım Hikmet
Ol Peri
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Genç Osman (II. Osman)Âşıkam, çektiğimi bilmez, ne bilsin ol peri
Her gece zâr ettiğimi bilmez, ne bilsin ol peri
Gayrılarla salınır her dem o yar-i pür vefâ
Yoluna cân verdiğim bilmez, ne bilsin ol peri
Genç Osman (II. Osman)
Geçen Dakikalarım
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Necip Fazıl KısakürekKim bilir nerdesiniz,
Geçen dakikalarım
Kim bilir nerdesiniz?
Yıldızların, korkarım,
Düştüğü yerdesiniz;
Geçen dakikalarım?
Acaba tütsü yaksam
Görünür mü yüzünüz?
Acaba tütsü yaksam?
Siz benim yüzümsünüz
Eğilip suya baksam,
Görünür mü yüzünüz?
Gitti bütün güzeller;
Sararmış biri kaldı,
Gitti bütün güzeller.
Gün geldi, saat çaldı,
Aranızda verin yer;
Sararmış biri kaldı!
Necip Fazıl Kısakürek
Delikanlı
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Neşet ErtaşDinler isen sana bir şey söyleyim
Gönüllüye gönül ver delikanlı
Gönülsüz olanın gitme peşinden
Sana olmadığını der delikanlı
Gönülsüz gövdeye elin uzatma
Aman sakın böyle bir hata yapma
Zorbalık eyleyip yanlışa sapma
Biraz kendine gel, dur delikanlı
Yare yar olmadın kendini tanı
O zaman bilirsin canı, cananı
Tanı gönlümde yatan aslanı
Ona saygıyınan var delikanlı
Sevda ateşten de betermiş derler
Hasreti burnunda tütermiş derler
Her gönülde bir aslan yatarmış derler
Gönüldeki aslan yar delikanlı
Tepeden bakarak konuşma boşa
Dengesiz sevgiler gider mi boşa
Engin ol, aslanın gönlünü okşa
Eğer yaralıysa sar delikanlı
Garibim zorunan gönül alınmaz
Gönülsüz gönüle sahip olunmaz
Kıskançlık deliliktir, çare bulunmaz
Bunu bir bilene sor delikanlı
Neşet Ertaş
Bağışla Beni Kölem
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Nurullah GençYoksa dönmeyecek mi yüzünü bana güneş
O eflâtun şarkılar çalacak mı yeniden
Meğer dil en belalı gecesiymiş ömrümün
Ne kadar da güçsüzmüş bir sultan kölesinden
Ah, o özel anları öldüren kelimeler
Atabilseydim sizi lügatimden, atardım
Köleyi sultan kılıp evrenin son tahtına
Kendimi köle gibi kervanlara satardım
Bağışla beni rüyam, çölümdeki son deniz
Bağışla allı turnam, dağ başındaki duman
Masum bir dalgınlığın infilâkıyla şimdi
Gel de gör; yıkılıyor üzerime asuman
Yalnız ay ışığında görüyorum kalbimi
Huzurunda bir mahkûm gibi eğiliyorum
Bir şey var ıstırapla beni alnımdan öpen
İki ufuk arası bir şey var, biliyorum
İşte, senin yüzünle donattım karanlığı
Başkası kül, bahçesi, ötesi, tarihi kül
Senin bakışlarında gülümsüyor yıldızlar
Onlara gizlendiysen avuçlarıma dökül
Geriye mi atacak adımlarını yollar
Nasıl mutludur şimdi gözyaşı, korku, elem
Sana sultanlığımın ölümsüz fermanıdır
Ellerimden tutuver, bağışla beni kölem
Nurullah Genç
Anlatamıyorum
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Orhan Veli KanıkAğlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Orhan Veli Kanık
Sessiz Müzik
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Sezai KarakoçSen kış güneşi misin?
Yakarsın ısıtmazsın.
Bir ırmağın ortası yoksa
Seni mi hatırlayacağım?
Bu dünyada olup bitenlerin;
Olup bitmemiş olması için
Ne yapıyorsun?
Sizin evin duvarları taştan,
Dumanı da mı taştan?
Seni kız arkadaşlarından
Sevinç gözyaşları içinde
Öpen olmayacak mı?
Ezberlediğin şiir
Beklediğin adam
Sezai Karakoç
Mezar ve Gül*
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Victor Hugo* Çeviren: Tozan Alkan
“Senin gibi bir aşk çiçeği ne yapar
Seher vakti yağdığında yağmurlar? ”
Diye mezar sordu güle.
“Ya senin o kuyu gibi ağzına
Düşen insan ne yapar daha sonra? ”
Diye sordu ona gül de.
“Ey karanlık mezar, amber ve bal
Kokusuna döner o damlacıklar
Anladın mı beni şimdi? ”
Mezar da dedi ki “Ey dertli çiçek,
Melek olup göklerde süzülecek
İçime düşen her kişi.”
Victor Hugo