Güneş asılsız çıktı ve ışıklar tükendi,
İkimiz de titreyen fitillere kapandık.
Tahtını kurmak için gözlerini beğendi,
Ağırladık geceyi konuk ettik ve andık.
Uyu! Yediveren gülleri bahçemizdedir…
Ve sevdan arsız sarmaşıklar gibi içimde.
Dertlerimiz ya uzakta bir denizdedir
Ya saçlarından sonra unuttuğum mevsimde
Az sonra avuçların uyanacak… ve sesin
Bir çiçeğe su gibi üstüme dökülecek,
Ama bırak, bırak da içten içe titresin
Şu küçücük lambanın nesi var götürecek.
Süleyman Çobanoğlu
Lamba
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Süleyman ÇobanoğluYalnızlık
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Sunay AkınŞemsiye yapımcıları
ıslanmaktan
tek kişiyi koruyacak genişlikte
kesince kumaşları
yağmur değil
yalnızlıktır yağan
Daha da hüzünlendirir her gece
kentin sokaklarını
bekçinin nefesiyle
düdüğün içinde dönen
nohut taneciğinin
yalnızlığı
Ne çok sevinirim bilseniz
bir yılan
mezarıma girer de
göğüs kafesimin kemikleri içinde
kış uykusuna
yatarsa
Sunay Akın
Ama Ölüm
Ekleyen: Süleyman Aras / Şair Sunay AkınÖzgürlük kitabının
sayfaları arasına
cellatların kurduğu
darağacındaki ip
yarım kalan
sayfayı gösteriyor
okumaya devam edecek
nice insana
Evlilik fotoğraflarının yırtılarak
kırılan çerçevelerin
sokağa atılan
tahtalarıyla çakılıyor
çocuk tabutları
Hiçbir genç kız
taşımıyor kolyesinde
sevgilisinin fotoğrafını
ama ölüm
sayfaları oyulmuş
bir aşk romanının
içine gizliyor
tabancasını...
Sunay Akın
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)